TASAVVUFTA ZÜHD İNANCI (AŞK EHLİ ZÜHD EHLİDİR)

             

                  AŞK EHLİ  ZÜHD EHLİDİR.
          
             Zühd insanın dünyaya ait isteklerden yüz çevirmesidir. Dünya muhabbetini kalpten atmaktır.
             Muhittin Arabi Hz. Fütuhat eserinde Beyazid-i Bestami Hz. Şöyle buyurduğunu yazıyor:
             Ben üç gün zühde girdim. Zühdümün birinci günü dünyaya yüz çevirdim. İkinci günü ahirete ait zühde girdim. Üçüncü günü ise bütün masiva (Allah’ın dışında ki var sanılan şeylerden) yüz çevirip zühde girdim. Bunun üzerine rabbim bana nida ederek: ’Ne istiyorsun ya Beyazıd!’buyurdu. Cevaben şöyle dedim: ’İstememeyi istiyorum. Zira benim muradım senin isteğindir’.
              Kur’an-ı Kerim de buyrulur:
             ‘Bilin ki dünya hayatı bir oyun, eylence, bir süs, aranızda bir övünme ve daha çok mal ve evlat sahibi olma isteğinden ibarettir. Tıpkı bir yağmur gibidir ki, bitirdiği ekin çiftçilerin hoşuna gider. Sonra kurur da sen onun sapsarı olduğunu görürsün; sonra da çer çöp olur. Ahirette ise çetin bir azap vardır. Yine orada Allah’ın marifeti ve rızası vardır. Dünya hayatı  aldatıcı bir geçimlikten başka bir şey değildir. (Hadid suresi-20)
             ‘Nefsani arzulara, kadınlara, evlatlara, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşe, salma atlara, sağmal hayvanlara ve ekinlere karşı düşkünlük insanlara süslü gösterildi. Bunlar dünya hayatının geçici menfaatleridir. Halbuki varılacak güzel yer Allah’ın katındadır.(Ali İmran suresi-14)
              ‘Ey insanlar! Allah’ın vaadi gerçektir, sakın dünya hayatı sizi aldatmasın ve aldatıcı da Allah hakkında sizi kandırmasın’. (Fatır suresi-5)
             ‘Çoklukla övünmek sizi oyaladı. Öylesine ki mezarlıkları ziyarete gittiniz. Hayır! yakında vefat ile bileceksiniz. Sonra (yine) hayır, yakında bileceksiniz. Hayır! İlm-el yakîn (olarak vefattan önce) bilseydiniz. Andolsun, cahîmi mutlaka görürdünüz! Sonra yemin olsun onu (cehennemi) kesinlikle ayn-el yakîn - gözlerinizle göreceksiniz. Sonra andolsun, elbette sorulacaksınız o süreçte nimetlerinizden. (Tekasür suresi)
              ‘Bu dünya hayatı, eğlence ve oyundan başka bir şey değildir. Ahiret yurdu, işte asıl hayat odur, keşke bilselerdi’  (Ankebut suresi 64)
               Kur’an-ı Kerim bir çok ayetinde dünya hayatının değersizliğini, ahret hayatının kalıcığını ve Dünya ya değer verilmemesi gerekliğini buyurmuşlardır.
               Ancak veliler dünya ya bağlanmaz ve değersiz görürler. İnsanların bir çoğu dünya bataklığına saplanmışlardır. Allah velileri dünya kirinden arınmış temizlenmişlerdir. Allah velileri için Dünya hayatında kazandıkları ve kaybettikleri önem taşımazlar. Velilerin zevki dünya değildir. Velilerin zevki Hakkı  müşahadedir.
               ResulALLAH buyurdu:
              ‘Cennetin kapısında durdum, oraya girenlerin çoğunluğu dünyada bir şeyleri bulunmayan yoksullardı. Varlıklı kimseler ise, hesaba çekilmek üzere alıkonulmuşlardı. Şu kadar var ki, onlardan cehennemlik olanların cehenneme sevkedilmeleri emrolunmuştu’.(Buhari, Müslim hadis kitabından)
               Veli hiçbir şeye sahip olmadığını bilendir. Veliler bilir ki Her şey Allah’ındır. Her şey Allah’ın esması olduğundan, Tüm varlık Allah’ındır. Hiçliğini yaşayan erenler, Dünya malına değer vermezler. Erenler için tek değer Hakkı bilip Hakka yakin sağlamaktır
               Fakirlerde sahiplenme daha azdır. Sahiplenme az olduğundan dünyalık konusunda daha temiz kalmışlardır. Sahiplenme bir ateştir. Her şeyin Allah’ın varlığı olduğunu ve her şeyin Allah’ın olduğunu bilen velilerde sahiplenme asla yoktur. Sahiplendiğimiz kadar ateş, sahiplenmediğimiz kadar cennet ehliyiz.
               Fakir sadece malı olmayan değildir. Fakir hiçbir şeyin kendine ait olmadığını ve her şeyin tek sahibinin Allah’ın olduğunu bilendir. Fakirlik makamına eren veli kendini benliğini hiç görür. Benlik anlamında fakirdir veli, çünkü velinin benliği hiç olmuş hiçliğe ermiştir. Veli bir iğneyi dahi sahiplenmez, veli bilir ki her şey Allah’ ındır.
               Fakir aynı zamanda mal mülk olarak yoksul olduğu gibi, Benlik ve sahiplenme olarak da yoksuldur. Fakirlik, benliksizlikdir. Fakirlik Dünya da ki bir kürdanı dahi sahiplenmemektir. Fakirlik, sadece Allah’ın mevcut olduğunu ve kendi benliğinin sadece bir hiç olduğunu bilendir.
               Resulullah buyurdu:
               ‘Fakirler  cennete zenginlerden beş yüz sene önce girerler’ (Tirmizi hadis kitabından)
               Hz.Muhammed’ in hiçbir dünyalık isteği yoktur. Hz.Muhammed sav dünya talip değildir. Hz.Muhammed sav. Hakka taliptir . Hz.Muhammed ‘in yolunda giden bütün erenler de,  dünya ya değil sadece Hakka talip olmuşlardır.
                Aşağıdaki hadis-i şerif den örnek verelim:
                Ya Resulullah! Sizin için bir döşek edinsek, dedik. Bunun üzerine Resulullah :
                ‘Benim dünya ile ilgim ne kadar ki? Ben bu dünyada bir ağacın altında gölgelenen ,sonra oradan kalkıp giden binitli bir yolcu gibiyim’ buyurdular. (Tirmizi hadis kitabı)
                Ya Allah’a talip olursun ya dünyaya. Ya Allah’ı seversin yada dünya evi değerleri seversin. İnsanın hem iman ediyorum deyip hem de Mala mülke düşkün olması imanının samimiyetsizliğindendir.
                Samimi iman eden insanın gıdısı Hakktır. Samimi iman eden insan Maneviyattan, ilimden, Güzel amelden, ahlaktan, iman etmekten, ibadetten, iyilik yapmaktan, sevmekten, Hakka muhabbet duymaktan, Hakkı zikretmekten, Hakkın rızasından beslenir. Eyer insanın böyle güzel değerlerden beslenmek den nasipsizse o insan o zaman dünyadan, eğlenceden, maldan, paradan, itibardan beslenir.
                Erenler her daim Hakktan ve manevi değerlerle ruhunu besler. Gafil ise dünya evi değerlerle ruhunu besler.
                Resulullah mala ve mevkiye düşkünlüğün insanın dinine nasıl zarar verdiğini şu hadisi şerifi ile belirtiyor:                   
                ‘Bir koyun sürüsünün içine salıverilmiş iki aç kurdun o sürüye verdiği zarar ,mala ve mevkie düşkün bir adamın dinine verdiği zarardan daha büyük değildir. (Tirmizi hadis kitabı)
                İnsanlar kendine yetecek kadar malı ve parayı kullansa diğer kalanını paylaşsa dünyada açlık da yoksulluk da olmaz. Resulullah hiçbir zaman mal biriktirmemiş ve temel ihtiyaçları dışında bir harcama yapmamıştır.
                Resulullah insana yetecek kadar harcama yapmasını ve fazlasının israf olduğunu devamlı belirtmiştir. Resulullah insanın temel ihtiyaçları olan ev, giyinme, yemek ve içeceğinin dışında başka bir şeye sahip olmaya ve harcama yapmaya hakkı olmadığını aşağıdaki hadis-i şerif de belirtmektedir:
                ‘Adem oğlunun şunlar dışında bir hakkı yoktur: Oturacağı ev, bedeni örtecek elbise, yiyecek ekmek ve su koyacak kap’. (Tirmizi hadis kitabı)
                Hz.Muhammed hayatı boyunca asla mala mülke değer vermemiştir. Hiç bir veli de mala mülke değer vermemiştir. Resulullah mala mülke değer verenlerin helak olacağını aşağıdaki hadis-i şerif de belirtmiştir.
                ‘Şüphesiz her ümmetin bir fitnesi vardır. Ümmetimin fitnesi maldır’.  (Tirmizi hadis kitabı)
                Gerçek seven, sevdiğinden başka bir şeye kalbinde yer vermez. Allah Teala ya aşk la bağlı erenler de asla Kalbinde dünya evi isteklere yer vermezler. Erenler Allah zikri ile kalplerini temizlemiş ve mutmain olmuşlardır. Dünya kiri erenlerin kalbinde bulunmaz. Erenler dünyayı ilim öğrenmek, ibadet etmek, İlim öğretmek ve Hakkı müşahade için kullandıkları bir mekan olarak görmüşlerdir. Erenler ‘Yeryüzünü size mescid yaptık’ ayetinin muhatabıdırlar.
                 Erenler her nefesinde hakkı zikretmiş ve dünyanın değersizliğini ve geçiciliğini anlatmışlardır.
                 Resulullah buyurmuştur:
                ‘Uyanık olunuz! Şüphesiz dünya değersizdir. Dünyada olan mal mülk de kıymetsizdir. Ancak Allah Teala’nın zikri ve O’na yaklaştıran şeylerle, öğretici ve öğrenici olmak müstesnadır’.(Tirmizi ve ibni mace hadis kitabı)
                 Allah erenleri veliler bulundukları makama zühd ehli oldukları için gelmişlerdir. İnsan Allah ’ın sevgisini kazanıp velilik makamına yükselebilmesi için en önemli unsurlardan biri zühd ehli olmasıdır. Nitekim Resulullah buyurmuştur:
                ‘Dünya ve dünyalıklardan yüz çevir Allah seni sevsin ;halkın elinde olandan yüz çevir, insanlar seni sevsin’. (İbni mace hadis kitabından)
                 Bilinci zayıf insanlar dünyanın süslerine ayrı bir değer verirler. Dünya ehli de ibadet eder, velilerde ibadet eder fakat veli ile diğer insanlar arasında ki fark; Velinin kalbinde dünya bağlılığı olmamasıdır. Dünya ehli ibadet etse de, dünyanın süslü gösterişine kaptırmıştır kendini. Veli Hakka iman ve zikir ile mutmain olduğu için, mutmainliği bozulmaz. Fakat dünya ehlinin doyumu mala ve paraya göre olduğu için mutluluğu mala ve paraya endekslidir.
                 Resulullah buyurmuştur:
                 ‘Altın, gümüş, kumaş ve paraya kul olanlar helak oldular. Eyer onlara istedikleri verilirse hoşnut olur, verilmezse hoşnut olmazlar.’  (Buhari hadis kitabı)
                  Hz.Muhammed hiçbir zaman mal ve zenginlik biriktirmemiştir. Allah’ı seven aşıkların zenginli para değil Allah’tır. Hz.Muhammed’in zenginliği de Allah’tı. Hz.Muhammed tek zenginliği Allah olan imanı idi. Hz.Muhammed hiçbir zaman dünyalık biriktirme derdinde olmamış, ihtiyacını karşılayacağı kadarını kullanmış ve asla mal ve zenginlik biriktirmemiştir.
                  ResulALLAH buyurmuştur:
                  ‘Eğer Uhud  dağı kadar altınım olsa, borç ödeyeceğim dışında, üç günden fazla evde bulunmasını istemem.(Buhari-Müslim hadis kitabından)
                  Sahiplenme ve dünya ateştir. Sahiplenmeme ve dünya ya zühd ise cennet nurudur.İslam malca ve mülkçe zengin olmayı yasaklar ve din dışı bulur, yalnız bir konu dışında . İslam da malını ve zenginliğini Allah yolunda harcayıp ve ihtiyacı olanlar ile malını ve zenginliğini paylaşanın zenginliğini hak görür.
                  Resulullah buyurmuştur:
                  ‘Dünyada varlığı çok olanlar ahrette sevapları az olanlardır. Yalnız malını dağıtıp paylaşanlar müstesnadır. Fakat öyle insanlar çok azdır.(Hadis Ebu zerr den nakildir)
                   Allah indinde dünya değersizdir. Dünya da Allah’ın varlığındandır. Okyanus da bir damla suyun hükmü ne ise Allah’ın varlığının sonsuzluğu yanında dünyanın varlığı da o bir damla suyun hükmü kadar dahi yoktur. Allah’ın varlığı sonsuz sınırsız olduğu için o sonsuz sınırsız varlıkta dünya bir hiç bile olmayacak kadar basittir. İş de bu sebeptendir ki Allah’ın gözünde dünya değersizdir.
                   Allah’ın varlığına erip, Allah’ın ahlakı ile ahlaklanmış Velilerin gözünde de dünya değersizdir. Veli Allah’ın hali ile hallenendir. Allah’ın gözünde dünyanın değersiz olması Veliye de yansımış ve Velinin gözünde de dünya değersiz olmuştur.
                   Resulullah buyurmuştur:
                   ‘Allah’a yemin ederim ki, Allah’a göre Dünya, önünüzdeki şu ölü oğlak dan daha değersizdir.’ buyurdu(Müslüm hadis kitabı) 
                   Kulun dünyaevi değerlere düşkün olması imanın zayıftan en büyük unsurdur. İnsanın zühd ü kuvvetliyse Veli olup gerçek iman makamına erer. Eğer insan dünyaya düşkün ise imanı kemale ulaşmamıştır.
                   ResulALLAH buyurmuştur:
                  ‘Benden sonra size Dünya nimetlerinin ve zinetlerinin açılmasından ve onlara gönlünüzü kaptırmanızdan korkuyorum’.(Buhari-Müslim hadis kitabından)
                   Hz.Muhammed ümmetin başı olduğu halde hiçbir zaman devlet malında gözü olmamıştır. Hz.Muhammed devlet malından faydalanmadığı gibi insanlardan da bulunduğu konumdan faydalanıp bir şey istememiştir. Hz.Muhammed bulunduğu makamı kullanarak ne kendisi zengin etmiştir nede çoçuğunu zengin etmiştir. Hz.Muhammed istese idi çok zengin olabilirdi, bulunduğu
Resullük ve toplumsal liderliğini kullanıp dünya evi zenginliğe ulaşabilirdi fakat Hz.Muhammed hiçbir zaman dünya evi zenginliğe önem vermemiş; zenginliğe Allah’a olan imanında ve kulluğunda aramıştır. Toplumsal konumunu kullanarak kendisini ve ailesini zengin eden insanlar hiçbir zaman Hz.Muhammed’ in yolundan gidemezler ,onlar sadece gösteriş üzerine kurulu bir din anlayışları vardır inançları kendilerini ve insanları kandırmaktan başka bir şey değildir.
                   Aşağıdaki hadis-i şerif de Hz. Muhammed’in muhteşem ahlakını görüp, gerçek liderliğin nasıl olduğunun farkına varacaksınız:
                   “Hz. Muhammed üç gündür hiçbir şey yiyememiştir… Hz.Fatıma ’nın yanına giderek evinde yiyecek bir şey olup olmadığını sorar:
                   ‘Kızım Sende yiyecek bir şey yok mudur? Çok açım
                    Hz .FATIMA: ’Canım sana feda olsun babacım! Yemin ederim ki bende size yedirecek bir şey yoktur.’ diye cevaplar.
                   Bu sırada Hz. Muhammed Resul ve Nebiliğin yanı sıra Devletin de başkanıdır…
                   Başka bir gün Hz.Fatıma,yeni pişirdiği arpa ekmeğinden babası Hz.Muhammed’e götürür. Hz.Muhammed  kızına: ’Vallahi kızım üç gündür baban bir şey yememiştir’.
                   İşte Ahlak-i Muhammedi örneği, Yüce Allah bizlere gerçek bir iman nasip etsin ve ahlakımızı Muhammedi ahlaktan eylesin inşallah.
 
 
 
 
Yazar Eren Şanlı’nın ‘Hiç Aşık Eren’ ismi ile çıkarmış olduğu  Aşkın Miracı Kitabından alıntıdır. Aynı zamanda  yazar Eren Şanlı’nın  Her şeyi sende buldum , Aşkın Resulüne Yolculuk ve Manevi Terapi adında kitapları bulunmaktadır.

Yorumlar