Kendini ne kadar bir şey zannedersen,o
kadar acı çekme konumuna düşersin.Kendini zannettiğin her neyse onu ya bu
dünyada yaşarken ya da ölüm ile birlikte bir gün kaybedeceksin .Kaybetmek ise
her zaman acı verir.
Oysa Arif kişi bilir ki kendinde ki
bütün değerlerin,kendinde ki bütün vasıfların,özelliklerin,zenginliklerin
sahibi sadece Allah’tır.Dolayısı ile ne kaybettiğimiz bizimdir,ne kazandığımız
bizimdir.Kaybettiklerimiz asıl sahibine dönmüş.Kazandıklarımız ise bize yeni
gelmiş emanetlerdir.
Arif odur ki kendideki bütün
değerlerin,özelliklerin,vasıfların asıl sahibinin sadece Allah’ın olduğunun
bilir.Kendinde ki beden dahi her şeyin asıl sahibinin Allah’ın olduğunu
bilincine erdiğinde ve benim benliğimin sahip oldukları sadece bir hiçtir,tüm
sahip olduğumu zannettiklerimin asıl sahibi sadece Alemlerin rabbi Allah’tır
dediğinde ve yaşadığında bütün negatif
yüklerden kurtulur.
Kendinde ki negatif enerjiyi pozitif
enerjiye çevirmenin sırrını bilmek istiyor musunuz? Başka bir deyişle
kendinizdeki şeytani vasfı nurani vasfa dönüştürmek istiyor musunuz? O zaman
dediklerime kulak verin ve kalbinizle dinleyin.İlk önce benim dediğiniz her şey
için benim demekten vazgeçin ve her şeyin gerçek ve mutlak sahibinin sadece
Allah olduğunu unutmayın. Bedeniz de ki bütün organlar dahi,saçınızda ki her
telin dahi,bütün sevdiklerinizin,bütün malınızın mülkünüzün,bütün paralarınızın
ve eşyalarınızın,bütün vasıflarınızın,bütün yeteneklerinizin,bütün
güzelliklerinizin,bütün olumlu yönlerinizin ve bütün sahip olduğunuzu
zannettiğiniz değerlerinizin sadece Allah’ın olduğunu ve Allah’tan geldiğine
tam bir teslimiyet içinde iman edin ve bu hali gerçek bir şekilde yaşayın.İşte
o zaman bütün negatif şeytani yükler sizden kalkacaktır ve enerjimiz nurani bir
hal alacak ve bu nurani enerji bize huzur ve manevi cennet olarak dönecektir.
Kendinin zannettiğin her şeyi ya bu
dünyada iken yada öldüğün zaman günü gelince muhakkak kaybedeceksin.Kaybettiklerin
içinde acı çekeceksin.Kabir azabı denilen azap,insanın kaybettikleri için
çektiği azaptır.Çünkü insan bedenen öldüğünde sevdiklerini kaybeder,malını
kaybeder,mülkünü kaybeder,sevdiklerini kaybeder,işini kaybeder,itibarını
kaybeder,makamını kaybeder,rahatlığını kaybeder ve tüm kaybettiklerinin acını
yaşar.İşte kabir azabı en çok insanın kaybettiklerine karşı üzülüp çektiği
acıdır.
Kaybetme acısını dindiren tek bir şey
vardır.O da her şeyin sahibinin sadece Allah’ın olduğunu bilmektir ve bu gerçek
doğrultusunda yaşamaktır.Her şeyin sahibinin Allah olduğunu bilen kişi ne bu
dünyada acı çeker ne de kabirde acı çeker.Her şeyin sahibinin Allah olduğunu
bilen kişinin her hali huzurdur.Hiçlik Makamının bir yönü de benim benliğimin
sahip olduğu şeyler bir hiçtir çünkü her şeyin mutlak sahibi sadece Allah’tır
diyebilmektir.
İnsan her şeyin sahibinin Allah
olduğunu bilmedikçe benimdir dedikleri için
kaybetme acısını yaşayacaktır.Kendini önemli bir insan zanneden kişi bu
öneminin azaldığını hissedince bir acı yaşayabilir.Toplum tarafından çok değer
gören bir insanın toplumun kendisine verdiği değer azalınca veya toplumun
kendisine verdiği değer yok olunca büyük acı çeker.Bunlar gibi daha nice
benimdir diye zannettiğin her şey aslında egodur.
Ego bir yüktür.Egolu insan kendi
nefsinin hamalıdır.Fakat insan bu kendi yükünün farkında değildir.Çünkü egolu
insan bu taşıdığı egonun kendisine yük olduğunu değil ,bilakis kendi varlığının
aslı zannetmektedir.Oysa kendinin ego olmadığını bilen kişi egosunun taşıdığı
bir yük olduğunun bilincine erecektir.Egosunun kendisin taşıdığı bir yük
olduğunu bilen insan da kendini egosundan arındırıp özgürleşmek
isteyecektir.İnsan egosu kadar mahkumdur.İnsan hiçliği kadar ise özgürdür.Özgür
insan acı çekmez, çünkü acılar egomuza olan bağımlıklarımızdan dolayı
duyduğumuz acılarımızdır.
Kendi egosunun hiç olduğunu bilen
insan kaybettiklerinden ötürü acı çekmez.Kaybetmek egosu ile özdeşleşen insan
için duyulan bir acıdır.Egosu hiçleşen ve kendinin ego olmadığını bilen insan
neden kaybetmekten acı çeksin ki,bütün acılar benim dediklerini kaybettiğin
zaman doğar.Oysa insan hiçbir şeyin sahibi olmadığını bilip,emanetçi olduğunu
bilse ve sahip olduklarının kendisinin değil aslında kendisine verilmiş bir
emanet olduğu bilinci ile sahip olduklarına benimdir demese bütün acılarını
öldürecek ve gönlüne huzurun
kapılarını açacaktır.
Bizler huzurlu bir insan olarak
yaşamak istiyorsak egomuzun bir hiç olduğunu ve hiçbir şeyin bizim olmadığı her
şeyin sahibinin sadece Allah olduğu gerçeğini yaşamalıyız.Egosunun hiç oluşunu
yaşayan ve her şeyin sahibinin Allah olduğunu bilen kişi
kendisine büyük bir koruyucu kalkan oluşturmuştur.
Egonun özelliklerinden birisi
büyüklük duygusudur.Ego devamlı kendini diğer insanlardan büyük görür.Egosuna
tabi insan ne zaman kendisini diğer insanlardan büyük hissederse mutlu olur.Başka
insanları kendinden önde hissederse kıskanır.Bir insan Kendisini küçük görürse
ona kin duyar.Mütevazi ve gariban bir insan gördü mü onu küçümser.Kendinin büyük konumda
olması için hırsına yenik düşerek bir çok insanı değeri çiğner.Başka bir insanı
daha önemli bir konumda olmasını çekemediğinden o insanın kuyusunu
kazar.Kendisinin büyüklüğü için başka insanları basamak olarak kullanır.Kısacası
egonun en önemli özelliği büyüklük duygusu ve kendini başkalarından üstün
görmektir.
En güzel insan kendisinin hiçbir
büyüklüğünün olmadığını bilen kişidir.Kendini büyük görmek yani kibir İslam da
ki ve diğer dinlerdeki en büyük günahtır.Allah’a iman eden kişi bilir ki
büyüklük yalnız Allah’ındır.Büyüklüğün yalnız Allah’ın olduğunu bilen kişi
kendinin hiçbir büyüklüğünün olmadığını bilir ve alçakgönüllü bir hal içinde
yaşar.
ResulAllah buyurmuştur ki:
-‘ Kalbinde zerre kadar kibir olan
cennete giremeyecektir’.
İnsanın büyüklük duygusu(kibir)
insana hem bu dünyada hem de ahrette cehennemi yaşatır.Ama kalbinde zerre kadar
büyüklük duygusu olmayan insan hem bu dünyada(manevi olarak) hem de ahrette
cennetini yaşar.Cenneti perdeleyen en önemli unsur büyüklük duygusu(kibir)
dir.Kibrini yenmiş insan selamet içinde huzur halini yaşar.
Büyüklük duygusunu yenmek için ise
egonun hiç oluşunu yaşamak muhakkak gerektir.Egosunu hiçleştiren insanda asla
büyüklük duygusu yoktur.Büyüklük duygusu olmayan insanında kaybedecek bir şeyi
yoktur.Çünkü büyüklük duygusu içinde olan insanın kaybetmekten korktuğu en
önemli şey kendi büyüklüğüdür.Kendi büyüklüğünü hiç eden insan neden küçük olmaktan
korksun ki,küçük olmaktan korkmayan insanın da kaybetme korkusu yoktur.
İnsanlar, da en başta kendi hiçliğini
yaşasa ileri zamanlarda olaşacak kaybetmelerinde ki acıyı
yaşamayacaklardır,çünkü bütün acılar benim dediklerini kaybettiklerinde oluşur.Kaybetmekten
kastımız, egonun kendinin zannedip benim dediği değerlerin yok oluşunu
yaşamalarıdır.Mesela makam sahibi bir insan makamındaki görevi sona erince
makamını kaybetmenin acısını çekektir.Toplumda çok sevilen bir insan,toplumun
kendisine olan sevgisi azalınca toplumun kendisine olan sevgisinin kaybetmenin
acısını çekecektir.Zengin olan bir insan zenginliğini yitirip fakirleşince
,zenginliğinin kaybetmenin acısını çekecektir.Ünlü olan bir insanın ,ünü
azalınca ününü kaybetmenin acısını çekecektir.Çok başarılı olan bir insanın
başarısı azalınca başarısının kaybetmenin acısını çekecektir.Sevdiğine benim
diyerek sahiplenen bir insan sevdiğini kaybettiğinde acı çekecektir. İnsan neyi
kendinin olduğunu zannetmişse ve benimdir demişse bu benimdir dediği şeyi
kaybettiği zaman acı duyacaktır.Fakat mutlak sahibin Allah olduğunun bilinci
içinde oldukça ve bu gerçeği hal edinerek yaşadıkça kaybettiği hiçbir şey için
acı çekmez.Çünkü insan benim dediklerini kaybettiği zaman acı çeker .Allah’ın
olan için kaybolduğunda acı çekmez.Çünkü Allah’ın varlığında hiçbir şey
kaybolmaz sadece dönüşür.
Acılar bütün bunalımların kaynağıdır.Bunalımlarımız
çektiğimiz acıların,üzüntülerin ve yıkımların beynimizde yarattığı tahribattan
oluşmaktadır.Egosunun hiçliğini yaşayan insanın artık acı çekecek bir benliği
kalmaz.Çünkü acı çeken egodur.Egosu olmayanın acısı yoktur.Çünkü egosu
olmayanın ne büyüklük duygusu vardır nede kaybedeceği bir şeyi.İnsanın benim
dediği değerlerini kaybetmesi ve yitirmesi ile ego acı çeker.Fakat insan daha
en başta benim diye zannettiklerinden arınıp egosunun hiçliğini yaşasa bütün
acılarına,üzüntülerine,bunalımlarına son verip üzerine toprak atmış olacaktır.
İnsana sonsuz huzurun kapılarına
açacak unsur kendi hiçliğini yaşamasıdır.Hiçlik insandaki
kibir,üstünlük,yücelik duygusuna darbe vuran bir Zülfikar dır.İnsan kendindeki
kibir,üstünlük,yücelik duygusunu yendi mi artık toprak olup tam bir
alçakgönüllülük haline bürünmüştür.Hiçlik aynı zamanda hiçbir şeye sahip
olmadığının bilinci içerisinde ve her şeyin gerçek sahibinin sadece Allah
olduğunun bilinci içinde olmanın huzurudur.
Kendini büyük,üstün,yüce görmek
ateştir.Hem psikolojimize yansıyan bir ateş,hem de ahretimize yansıyan bir
ateştir.Kendini büyük,üstün,yüce gören insan arınmamış insandır.İnsan ne zaman
kendini büyük,üstün,yüce görme gibi duygularını yenip artık kendini büyük,üstün
ve yüce görmez ise artık arınmış ve temizlenmiş bir insan olmuştur.
İnsan da ki kendini beğenmenin,ben güçlüyüm algısının, kibrin,üstünlük
duygusunun,gururun,düşmanlığın,bencilliğin,cimriliğin ve tüm egosal
duyguların kaynağı benim deyip
sahiplenmesi yüzündendir.Her şeyin sahibinin Allah’ın olduğunu bilen insanda ne
kibir olur,ne üstünlük duygusu,ne kendini beğenmişlik,ne de kendini bir şey zannetme duygusu olur.Her
şeyin Allah’ın olduğunu bilen ve bu hali gerçekten yaşayan insanda ego
olmaz. Çünkü insanlar kendinde ki özellikleri, vasıfları,değerleri,yetenekleri,güçleri,makamı,zenginliği,kişiliği,başarıyı,amellerini
benim deyip sahiplendiği için kendisinde bir ego meydana gelmektedir.Oysa
kendinde ki bütün değerleri sahiplenmese
ve her şeyin mutlak sahibinin sadece
Allah olduğuna iman etse ve bu bilinç içinde yaşasa kendisinde benlik ego
meydana gelmeyecektir.Bilememiz gerekir ki bütün egonun kaynağı sahiplenme
duygusudur.İnsan hiçbir şeye sahip olmadığını bildiği anda egosu yok
olacaktır.Çünkü bizim zannettiğimiz benlik ego dahi Allah’ın vehmindendir ve
yine Allah’ındır.
Benim dediklerimizden arınmamızın
en önemli yolu da her şeyin sadece Allah’ın olduğunu ve mutlak sahibin sadece
Allah olduğunun bilinmesidir.Bizim bedenimiz dahi bizim değil bize emanettir ve
sahibi Allah’tır.Bizim sevdiklerimiz,yakınlarımız ve çevremiz dahi bizim
değildir ,onlar sadece bize emanettir ve sahibi Allah’tır.İnsan sevdiklerinin
sahibinin Allah’ın olduğunu bilse onları kaybettiklerinde çok büyük üzüntüye
kapılmayacaklardır.Fakat biz sevdiklerimize benimdir diye sahiplendiğimiz için
kaybettiğimizde büyük acılar çekeriz,oysa bütün her şey Allah’ın olduğu gibi
sevdiklerimizin de varlığının sahibi Allah’tır.Eğer bu algıyı oturta bilirsek
sevdiklerimizi kaybettiğimiz zaman acı çekmeyiz sadece gerçek sahibine gitti
deriz.
İnsanların kaybettiği malda ve
mülkte yoğun acılar yaşamaktadır.Cüzdanımızı kaybedebiliriz,evimiz elimizden
gidebilir,işimizi kaybedebiliriz,büyük para kayıpları yaşaya biliriz.Tüm bu
kayıpların acısını önleyebilmek için,yaşadığımız her an tüm
malın,mülkün,paranın,eşyanın gerçek sahibinin sadece Allah’ın olduğunu bize
bunların emanet olarak verildiğini ve bu emaneti en iyi şekilde nasıl insanlara
Allah yolunda faydalı olarak
kullanabileceğimizi düşünmemiz gerekir.
İnsanlar çoğu zaman malına
,mülküne,parasına,eşyasına benim diyerek etiket yapıştırır ve Allah da çoğu
zaman bu malına,mülkünü sahiplenen benim deme tutkusuyla kendinden geçen
insanlara küçük bir hatırlatma yapmak için onları malını,mülkünü,parasını
elinden alır.Ta ki Mülkün malın gerçek sahibini bilsin hatırlasın diye.
Eğer hayatınız boyunca malınızda
,mülkünüzde,paranızda kayıplar yaşamanızı istemiyorsanız; mülkün,malın,paranın
ve tüm zenginliğin sadece Allah’ın olduğunu bilin ve ona göre davranın,sendeki
zenginliğin sana emanet olarak verildiğini ve asıl sahibinin sadece Allah’ın
olduğunu hal edinerek yaşayın.
Malın,mülkün,eşyanın,paranın
sadece Allah’ın olduğunu bilerek yaşamak ona göre hareket etmek,israf
etmemek,lükse kaçmamak,insanlarla paylaşmak,yaptığınız işlerde insanların
hakkını fazlasıyla vermek,elinden gelen yardımı esirgememek parayı
bereketlendirir ve korur.Hem dünyada fayda ve huzur verir o para sana hem de
ahreti kazanmana vesile olur.
İnsanların bir çoğu
mala,mülke,paraya benimdir dediği için Allah’a şirk koşmuş ,bereketini
görmemiş,ve ahretini azap haline getirmiştir.Aynı zamanda o para kendisine ne
huzur vermiştir nede mutluluk.Zengin kesimlerin çoğu mutlu ve huzurlu
değildir.Çünkü mal,mülk,eşya,zenginlik Allah’ın varlığıdır.Allah’ın varlığını
sahiplenmek benimdir demek,sana huzur getirmez.Hele o parayla insanlara yardım
etmezsen,insanlarla paylaşmazsan,lüks sefa ve israf içinde dolaşıp kendin her
türlü lüksü yaşayıp kimseye faydan olmazsa o para sana ne huzur getirir ve
mutluluk … Sadece parayla elde ettiklerinde sağladığın geçici dünya evi hazlar
sağlar.
O yüzden hiçbir şeyin sahibi
olmadığını ve emanetçi olduğunu bilmek ve emanete hıyanet etmemek
gerekir.Hiçlik Makamı felsefesinin bir yönü de ben hiçbir şeyin sahibi değilim
her şeyin mutlak sahibi Sadece kendisinden gayrı mevcut bulunmayan Allah’tır
diyebilmektir.
İnsan her şeyin sahibinin Allah’ın
olduğunu bilse ne kaybettiğine üzülür,ne kazandığına sevinir.Sadece kazandığı
parayla aileme,sevdiklerime,insanlara nasıl faydalı olurum uğraşında olur çünkü
bilir ki mal,mülk,para sadece emanettir ve bu emanete hıyanet etmeden en iyi
haliyle muamele etmek gerekir.
Bilinmelidir ki cennete temizlenmiş insanlardan başkası
giremeyecektir.O yüzden gelin bütün benim dediklerimizden arınalım …Ne mutlu
temizlenebilmiş ve arınabilmiş insanlara…
Eren Şanlı
Yazar Eren Şanlı'nın Hiç Aşık Eren ismi ile çıkardığı Aşkın Miracı kitabı,
Aşkın Resulüne yolculuk Veysel Karani adlı kitabı ve Her şeyi Sende Buldum adlı şiir kitabı bulunmaktadır.Dileyenler internet kitapevlerinden ve kitapçılardan sipariş edebilirler.
Yorumlar
Yorum Gönder