Ana içeriğe atla
Hiç Bir Büyüklüğümüz Yoktur Büyüklük Yalnız Allah'ındır...
Hiç bir büyüklüğümüz yoktur,büyüklük yalnız Allah'ındır...
İnsan kendini büyük zannettikçe ve büyüklük duygusuna kapıldıkça Hakk katında kendi küçüklüğünü teyit etmiş olur.Kendini büyük gören hakikat de
küçük,kendini küçük görende hakikat de büyüktür.
Hz.Muhammed sav‘a yabancı bir heyet ziyaretine gelir.Söze iltifat ederek girmek
isterler ve:
‘Sen bizim büyüğümüzsün’ derler,
Hz.Muhammed sav cevap verir:’Büyük olan ALLAH’ tır.’’
Heyetdekiler:’Öyleyse sen bizim en üstünümüz ve en güçlümüzsün.’ Derler.
Hz.Muhammed sav. bunu söylemden de hoşlanmaz ve 'çok ileri gitmeyin,şeytan
inanmadığınız şeyleri size söyletmekle,doğruluktan sizi ayırmasın’ der.
Hz.Muhammed sav‘da kendisinin büyük görülmesinden hoşlanmaz,büyüklüğün yalnız
Allah'ın olduğuna inanır ve Sadece Allah'ın sonsuz sınırsız büyüklüğünü tebliğ ederdi.
Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli buyurmuştur:
-’en küçüğümüz en büyüğümüzdür’.
Fakat bu büyüklük egosal bir
büyüklük değildir,bu büyüklük Allah’ın Kibriyasının açığa çıkmasıdır.İnsanda ALLAH kibriyasının açığa çıkması için saflaşması,acizliğini
ve hiçliğini yaşaması gerekir.
Resulullah buyurmuştur.Kalbinde zerre kadar kibir olan cennete gidemeyecektir.
Hz.İsa ya sorarlar:
-Ya İsa ‘Allah'ın egemenliğine nasıl gireriz?'
-Hz.İsa kucağındaki bebeği göstererek cevap verir:
-Bu bebek gibi saf ve temiz olarak.
Hz.İsa buyurmuştur:Alçakgönüllüler ancak cennete gidecektir.
Kişi kim olursa olsun,ne olursa olsun kendini büyük
gördü mü şirk yapmış olur,yani dinde gizli şirk diye nitelendiren hale geçmiş
olur.
Kendini büyük görmeyen ve hiçbir büyüklüğünün olmadığını bilen ,kimseye
büyüklük taslamayan insan da ,yalnız Allah'ın büyüklüğünü idrak eder ve Allah büyüklüğünü onda açığa çıkartır.
Büyüklük sadece Allah'a aittir,çünkü O Ahad'dır,tektir.Allah'tan gayri mevcut olmadığından dolayı da Allah'dan gayri
Kibriya asla mevcut değildir.
İnsanlar yapmış olduğu işlerden dolayı büyüklük duygusuna
kapılıyor.Bilgisi,parası,makamı, dış güzelliği,ibadeti,başarıları,gücü,liderliği,kültürü,vasıfları,malı,mülkü,konumu,terbiye anlayışı,kendini iyilik
sever görüşü,yardımsever olması,mesleği,insanlara maaş vermesi, yeteneği,sahip
olduğunu sandığı şeyler vb. şeyler insanların kendilerini diğer
insanlardan büyük görmesine sebep oluyor.
Resulullah şöyle buyurmuştur:
-‘ALLAH ın rahmeti sizi kuşatmadıkça ,hiç biriniz kendi
ameliniz ile cennete gidemezsiniz’.
−Hâce Alâeddin Attar buyurmuştur:Kalmasın “sen”den eser asla,Kemâl, budur
ancak!..
İnsanların kendinde büyüklük olarak gördüğü özellikleri aslında ,Allah'ın
vasıflarının isimlerinin kendilerinde açığa çıkmasındandır.Halbuki insan ne
kadar vasıflı olursa olsun ,kendinde olan bu vasıflardan dolayı kendini büyük
görüyorsa kendinde o vasıfların olmasının hiçbir anlamı kalmamakla
beraber, kendisinde ayrıcalık olarak var olan bu vasıflara sahip olduğu için
büyüklük duygusuna kapılması onun ondaki vasıfların olması bir ayrıcalık değil
tam tersi kişinin zehiri oluyor.Zehir bilincindeki yani varlığındaki
özelliklerin kendi benliğine ait sanma gafleti içerisinde olup
sahiplenmendir.Oysa bizde açığa çıkan bütün vasıflar Allah'ındır,bizim
benliğimize ait değildir.
Hâce Hz. Bahaeddin derlerdi ki: −Gerçi namaz ve oruç ve riyâzat ve mücahede Ahadiyet Takaddes ve Teâlâ
hazretlerine erişme yoludur; amma benim indîmde nefy-i vücud (benliğin var
olmadığını idrak) yolların en kısasıdır!..
Allah insanı kendi vasıflarını açığa çıkartarak yarattı ,insanların
yaratılmasının en önemli sebebi Allah'ın kendi vasıflarını seyretmesini dilemesidir,bunun
için kendi ilmiyle ilmini ilmi suret olarak insanda
seyretti.Dolayısıyla Allah kendi vasıflarını isimlerini insana vermesinden
dolayıdır ki insanda açığa çıkan vasıflar bazı insanlarda bazılarına göre daha
farklı vasıflar ortaya çıkarmış,bu çıkan vasıflarda diğerlerinden daha değerli
olarak kabul gördüğünden insanların kendi büyük ve küçük olarak
nitelendirmesine sebep olmuştur.
İnsanlar bilse kendinde ki açığa çıkan tüm özellikler asla kendinin
olmadığını ve sahibinin de Allah olduğunu ,kendinde açığa çıkan
özelliklerden dolayı kendini büyük görmeyecek ve Benliğim sadece bir hiç, her şey Allah'ındır deme olgunluğuna erişecektir.
Aslen yani gerçekte kendi benliğine ait hiçbir vasfının olmadığını bilen insan ,kul olma
olgunluğuna erişmiş demektir .Kendinde bir vasıf görme aslen şirk tir.Ben şunu
yaptım dediğin anda şirk desin,bil ki tüm vasıflar Allah’ındır.İnsan da açığa
çıkan tüm vasıflar da Allah'ındır.İnsan aslen vasıfsızdır ve hiçbir insanın
asla kendi benliğine ait bir vasfı yoktur.Veli, vasıfsızlık halini yaşayandır.
Hâce Bahaeddin Nakşıbend’in vasıfsızlık hali ile ilgili sözünü okuyalım: −Nefy-i vücud ve “yokluk” azîm iştir!.. Bu sıfatlar, bu yolda “vuslat”
devletinin ipucudur. Bizi fenâ ve niyaz kapısından kabul ettiler; her neye
erişti isem buradan eriştim.Yirmi iki senedir, Hâce Muhammed Tırmizî
ruhaniyetine tâbi olarak RENKSİZ ve VASIFSIZIM!.. Eğer, bir kimse beni bilmek
isterse, hâlâ bu zamanda da RENKSİZ ve VASIFSIZIM.Bizler maksuda erişmeye
vasıtayız. Sâliklere lazımdır ki bizlerden kesilip, maksuda ulaşsınlar.−İbadet,
vücud irâs eder. Zira, kulun ibadeti, vücud istemektir'.
Şems-i Tebrizi hz. buyurmuştur:
-'İnancın büyük olsun ama ,inancınla
büyüklük taslama.'
Kur’an ı kerim de buyurulur:
'Haydi orada ebediyen kalmak üzere cehennemin kapılarından
girin.Kibirlenenlerin(Büyüklük taslayanların) yeri ne kötüdür. (Nahl suresi-29)
Andolsun ki Musa'ya (Kitap) hakikat bilgisi verdik; ondan sonra da birbiri
ardınca içinizden Rasûllerle takviye ettik. Meryemoğlu İsa'ya da beyyineler
(hakikat bilgisinin apaçık tasdiki olan hâller) verdik. Onu Ruh-ül Kuds (Onda
açığa çıkardığımız kuvve) ile teyit ettik. Nefsinizi yüceltmek uğruna, ne zaman
hevânıza uymayan gerçekleri dillendiren Rasûller gelse, onların bir kısmını
yalanlayıp, bir kısmını da öldürdünüz. (Bakara suresi-87)
İnsanı Kulluğunu yapma bilincinden uzaklaştıran kendi benliği ve
kibridir.Benlik ehli ,Allah'ın varlığını bilemez,İnsanın Allah'ın varlığını
bilmesi için kendi egosunu bilmemelidir.
Yunus EMRE duasında:
-'Allah’ım bana öyle bir aşk ver ki ben beni bilmeyeyim’ diye dua etmiştir.
İnsanın bilinecek bir benliği kalmadı mı,Artık Allah'ın varlığını
bilebilir. Allah'ın bilen kişi bilir ki ,Allah'ın varlığından gayrı bilinecek
bir şey yoktur.
Kur’an-ı kerim de buyurulmuştur:
' İman edip imanının gereğini uygulayanlara gelince, (O) onlara ecirlerini tam
verecek ve fazlından onları artıracaktır. . . Kulluktan kaçınıp ve benliklerini
kabartanlara gelince, onlara feci bir azap ile azap edecektir. . . Kendileri
için Allâh dûnunda bir velî ve nasîr de bulamazlar. (Nisa suresi-173)
Genlerdeki kayıtlı dine değil,Hz.Muhammed'in açıkladığı islam'a iman etmek
gerekir.İnsan atalarının,sülalesinin,çevresinin,akrabasının,ailesinin dinini
kopyalayıp devam ettirmemek için sorgulamalı ,tefekkür
etmeli,araştırmalıdır.Yoksa genlerinin ve çevresinin dinine bürünür.Akıllı
insan sorgular ,araştırır ,tefekkür eder,ilim öğrenir,çözümleme yapar,inceler,kapsamlı
düşünür.
(Şuayb'ın) halkından, kendilerini büyük gören ileri gelenler
dediler ki: "Ey Şuayb! Kesinlikle, ya seni ve seninle beraber iman
edenleri şehrimizden çıkaracağız ya da mutlaka bizim atalarımızın dinine
döneceksiniz". . . (Şuayb da): "İstemesek de mi?" dedi.
(Araf suresi-88)
İnsanın kendi benliğini var zannetmesi,Allah'ın varlığını
yalanlamasıdır.İnsanın kendini büyük görmesi,Allah'ın büyüklüğünü inkar
etmesidir.Kendi benliğini var görmek,Allah'ın işaretleri olan Allah'ın esma varlığını
görememeye sebep olur.İnsanın kendini büyük görmesi beynini hakikate kilitleyen
bir kilittir.İnsan ne zaman hiçbir büyüklüğünün olmadığını bilip kendinin
aslının bir hiç olduğuna iman ederse o zaman beyninde ki kilitlenmişliği ortadan
kaldırır.İnsanın kendi beyninin kilitlenmişliğini ,kendi varlığının hiçliğini
yaşayarak çözer.Kendi kilidini çözen insan,artık Allah'ın esma manalarının
hazinesine vakıf olur.
Kur’an-ı Kerim de buyurulmuştur: 'Haksız olarak arzda büyüklenenleri, mucizevî kuvvelerimden uzak tutacağım;
çünkü onlar hangi mucizeyi görseler, ona iman etmezler! Rüşd yolunu görseler, o
yola girmezler. . . Sapıklık yolunu görseler, onu yol edinirler. . . Bu,
onların (hakikate) işaretlerimizi yalanlamaları ve onlardan gâfiller olmaları
dolayısıyladır. (Araf suresi-146)
Tüm Evrenler Allah içindir.Tüm insanlar Allah içindir.Tüm melekler ve tüm
yaratılmışlar Allah içindir.Peki ne demek Allah için.Allah kendi manalarını
seyretmek için Tüm varlığı zuhura getirdi.İş de bu yüzden
Evrenler,insanlar,melekler ve tüm yaratılmış Allah'ın kendi esmasının seyri
için yaratılmıştır.Tüm varlık Allah'ın kendini seyri için olduğundan dolayıdır
ki ,Tüm varlık Allah içindir.Her şey Allah içindir çünkü,her şey esmaların
varlığının açığa çıkması için var edilmiştir.
Semâlarda ve arzda kim varsa O'nun (El Esmâ mânâlarının açığa çıkması) içindir!
"HÛ"nun indînde olanlar, O'nun kulluğunu ne benliklerini katarak
büyüklenmiş olurlar ne de bezginlik duyarlar. (Enbiya suresi-19)
İnsan Egosunun en büyük özelliği kendini büyük görmesidir.Firavunluk egonun en
zirve halidir.Kur’an-ı Kerim Firavun için ‘sadece kibirlilik tasladılar
‘buyurmaktadır.Egonun en zirve hali olan firavunluk kibirden kaynakladığını
Kur’an-ı Kerim haber vermektedir.İnsan kendi firavunluğunu yenmesi için hiçbir
büyüklüğünün olmadığını bilmesi gerek,bir insan kendisini ne kadar büyük
görürse o kadar firavun ;kendisini ne kadar hiç olarak bilirse o kadar veli
dir.Kur’an-ı Kerim firavunluğun kibirlilik olduğunu aşağıdaki ayette
bildiriyor:
'Firavun'a ve onun ileri gelenlerine. . . Sadece kibirlilik tasladılar ve baş
eğmeyen bir topluluk oldular. (Müminun-46)'
İnsan benliğinin hiç olduğu gerçeğini yaşaması,Allah'ı hakkı ile hamd etmesine
vesile olur.Her zerrede ki var olan kudret ve ilim Allah’ın dır.Dünya da ki ve
Evrende ki bütün güzellikler,bütün değerler,bütün iş ve oluşlar,bütün
büyüklükler,bütün zenginlikler,bütün işlevler Allah’ın dır.Tüm varlık Allah esmasının açığa çıkması ile var olmuştur.Varlık da ki her zerre Allah esması
ile olduğundan bütün varlık da ki övgü Allah'ındır. Çünkü bütün
güzellikler,bütün değerler,bütün iş ve oluşlar,bütün büyüklükler,bütün
zenginlikler,bütün işlevlerin hepsi Allah esmasının özelliğinden
dolaydır.Dolayısı ile bütün övgü Allah' ındır.
Bizim işaretlerimize sadece şunlar iman ederler ki, onlarla hatırlatma
yapıldığında, secde ile yere kapandılar; benliksiz, Rablerinin Hamdi olarak
tespih (işlevlerini yerine getirdiler) ettiler. (Secde suresi-15)
İyilik
yapan ,kendinde açığa çıkan iyiliğin sonucunu yaşar.Kötülük yapan, kendinden
açığa çıkan kötülüğün sonucu yaşar.İnsan kendi varlığında ne açığa çıkartmışsa
onun sonucunu yaşar. İnsan sonsuza dek her daim dünya da iken kendinde açığa
çıkanların sonucunu yaşar. Bumerang gibi senden açığa çıkan tekrar sana
döner,Bu evrensel sistemin gereğidir.Einstein der ki:’İnsan kendi beyninden
çıkan düşüncenin tüm evreni dolaşıp tekrar geri kendisine döndüğünü bilse idi
,düşüncelerinde daha dikkatli olurdu’demektedir.
Arzda kibirlenerek (benlikle) ve kötülüğün mekrini (hilelerini) kurarak
(uzaklaştılar). . . Kötülüğün mekri ise sadece oluşturanları kuşatır! Acaba
onlar, öncekilerin tâbi olduğu sünnetten (Allâh sistem ve düzeninden) başkasını
mı bekliyorlar? Sünnetullah için bir alternatif asla bulamazsın! Sünnetullah'ta
bir değişme asla bulamazsın. (Fatır suresi-43)
İnşallah hep birlikte Tüm kibirden arınıp temizlenmiş,saflaşmış ve Allah'a yakın sağlamış kullardan oluruz.
Hiç Aşık Eren( Eren Şanlı)'nın Aşkın Miracı kitabından alıntı.Kitabı tüm internet kitapevlerinde bulabilir ve kitapçılardan sipariş ettirerek getittirebilirsiniz.
Sevgilerimle Eren Şanlı.
Yorumlar
Yorum Gönder